Bültene Katıl!

Dr. İlker Günyeli'den en yeni haberler ve duyurular için e-bültene abone olun!

Bebeğiniz ve Siz Doğum ve Doğum Sonrası Problemler

Postpartum Hüzün & Depresyon & Psikoz

Hormonal durumdaki dengesizliğin depresyonu ya da manik-depresif durumu tetiklediği bilinmektedir. İşte doğum sonrası depresyonu da bunlardan biri…
Kadına, kendini dünyanın en güçlü varlığı olduğu hissini veren, yüce bir duygu olan doğum, eş zamanlı olarak bazen onun hayatını kabusa da çevirebiliyor. Kimileri doğum sonrası depresyonu, kimileri ise eski tabiriyle lohusalık depresyonu diyor.  Öteden beri halk arasındaki inanışlardan, lohusanın bir ayağı mezardadır veya   40 gün 40 gecelohusa yalnız bırakılmaz gibi örf ve adetler belki de bu tür rahatsızlıklara önlem olaraktoplum benliği tarafından ihtiyaca binaen ortaya çıkarılmıştır. Öyle ki annenin ve bebeğinin canına dahi kıyabilecek noktalara gelindiğibe çoğu kez de şahit olmuşuzdur. Yeni annenin bu süreci kabullenemediği, yeni bir can’a ve onun sorumluluğunu üstlenmeye henüz hazır olmadığı ve bu nedenle bebeğine bakmadığı, emzirmediği, umursamadığı ve zarar verebildiği yoğun psikolojik kör düğümdür postpartum depresyon & psikoz!

Günümüzde artık bu sorunun adı konuldu ve hatta çözümleri de var ancak yaşanmasına hala engel olunamıyor…

Doğum Kadının Hayatında Dönüm Noktası

Psikiyatr Dr. Arif Verimli, doğum sonrası depresyonunu tanımlarken,kadınlarda doğumu takiben ilk iki ay içinde ve o kadınların hayatlarında ilk defa artı ilk doğumdan sonra yaşadıkları depresyonlar vardır. Burada, endişe ve kaygının ön planda olduğu panik hastalık benzeri endişeli bozukluklar da yaşanabilir diyor.

Bunun neden böyle olduğu meselesine gelince; Psikiyatr Dr Verimli’nin bazı önemli tespitleri var. Mesela bu sendrom, her 100 doğumdan 5’inde ortaya çıkıyor ve bazen 25’e kadar da çıkabiliyor. Ve sorunun psikolojik nedenleri var. Verimli bu konuda yorum yaparken şunları söylüyor. Tahminen birinci önemli neden; doğum önemli bir yaşam değişikliğini oluşturuyor kişilerin hayatında. Yeni oluşan bebek fikrine pek kolay alışamıyor kadın. İstese de istifa edemez ki, tam bir yaşam değişikliği önemli bir psikolojik baskı oluşturuyor. İkincisi, biyolojik olduğunu tahmin ettiğimiz hormonal bazı sebepler giriyor devreye. Doğum öncesinde adet görülmediği için bazı hormonlar salgılanamıyor ama doğumdan sonra normal sisteme geçiyor vücut ama bu da ortalama 40 gün zaman alıyor. Bunlar beyin kimyasını da değiştiriyor. Sonuçta, psikolojik ya da biyolojik nedenlerle doğumdan sonra kadınlarda bazı bozukluklar oluyor diyor.

Psikiyatri uzmanlarının araştırmaları gösteriyor ki; Doğuma yakın zamanda ortaya çıkan bu tür depresyonlu hastalar izlendiğinde, doğum sonrasında, doğum gibi başka bir sebebe dayalı olmadan da başka yaşamsal olaylarla da depresyonun ortaya çıktığı görülüyor. O zaman “tekrarlayıcı depresyon” tanısına gidiliyor. Yeni yapılan çalışmalar, doğumun tekrarlayıcı depresyonu tetiklediğini gösteriyor. Verimli’nin bu konuda söyledikleri de gerçekten dikkate değer. 1980’den önce, menopoz, doğum gibi biyolojik nedenlerle, psikiyatrik hastalıkların ilintisi olduğu iddia edilse de 1980’den sonraki yıllarda doğum sonrası meselelerinin depresyonla ilişkisi ortaya kondu. Dünya ile Türk kadını arasında da bu konuda istatistiksel bir fark yok. Yalnızca bazı vakalarda doğum, aile içi psikolojik etkileşimi değiştiriyor. Kadının geçici olarak da rahatlatabiliyor.

Doğum sonrası hüznü

Psikiyatr Dr. Bahadır Bakım ise Doğum sonrası rastlanan duygu-durum bozukluklarının; Doğum sonrası hüznü, doğum sonrası depresyonu veya psikozu olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Doğumu izleyen 2-4. gün içinde oluşan ve hafif düzeyde de olsa gerginlik, yorgunluk, çocuğunun ya da kendisinin sağlığını konu edinen endişeler, ağlama, sıkıntı, dikkati odaklayamama ve uykuya dalmada sorun ya da sık uyanma gibi sorunlar yaşanan durumun doğum sonrası hüznü olarak adlandırılabileceğini belirten Bakım; Bu durum en yoğun olarak iki gün kadar yaşandıktan sonra, iki hafta kadar sonra düzelir. Doğum yapan kadınların en az yarısında görülür diyor.

Doğum sonrası depresyonu: Psikiyatrik araştırmalar gösteriyor ki, Doğum yapan kadınlarda yüzde 10-15 arasında doğum sonrası depresyonu görülüyor. Mutsuzluk, ağlamaya hazır bir görünüm, gelecek için umutsuzluk, karamsarlık, kendini anne olarak yeterli görememe, iştahta azalma, unutkanlık, yorgunluk, cinsel isteksizlik, başka bir vücutsal hastalığı olduğu şeklinde düşünceler,intihar düşünceleri bulunabiliyor. Bakım, Doğum öncesinden, doğumdan bir yıl sonrasına kadar olan dönemde kadınların yüzde15’inde görülebilen bir rahatsızlık bu. Daha önceki hamileliklerinden sonra, bu şekilde bir dönem yaşayanlarda yarı yarıya risk var diyor.

Hamilelikte, depresyon riskinin en fazla 32’inci gebelik haftasında olduğu ve riskin doğum sonrasında sekizinci ayda en düşük düzeye indiği saptanmış. Kişilerin % 60-70 i bir yıl içinde iyileştiği ve tedavide ilaç ile sonuç alınamazsa elektroşok tedavisinin kullanılabildiği biliniyor.

Doğum sonrası depresyonunda riski arttıran etmenler

Sorunlu evlilikler, sorunlu birliktelikler, kişinin çocukluğunda ya da gençliğinde ağır sorunlar yaşaması, doğumun uzun sürmesi, çocuğun doğumu, öncesi ve sonrasında mutluluk veren bir ortamın olmaması, annenin yakın çevresinin kişiye destek olmaması, adet sorunları, kişinin kadınlığa bakışı, algılayışı ile ilgili sorunlar önemli risk etmenleridir.

Doğum sonrası psikozu, yaklaşık olarak 500 kişide 1 oranında görülebiliyor. Önceki hamileliklerinde psikoz tablosu görülenlerde risk 3 kişide 1’e yükseliyor. Uykusuzluk , gerginlik, baş ağrıları, duygusal açıdan aşırı tepkisellik, huzursuzluk ve gün içinde sıkça dalgalanan bir ruh hali ile başlayabilen bu durum kendini her tür kötü olayın sorumlusu olarak görme, doğan çocuğun aslında kendi çocuğu olmadığını , hatta doğumu bile kendisinin yapmadığı, bebekte bir sağlık sorunu olduğu, ona yeterince bakamayacağı ve acı çektirebileceği için onu ya da kendini öldürerek acılara son verme düşünceleri, bebeğini öldürmesi, kurban etmesi yolunda olmayan sesler duyma gözlenmektedir . Kendilerine zarar verileceği, çevrelerinde olan olayların kendilerine yönelik olup, özel anlamları olduğu, haklarında konuşulduğu şeklinde düşüncelerle birlikte olabileceği gibi aşırı neşe ya da öfke, yerinde duramama, kendini çok büyük, her türlü güce sahip ve önemli bir kişi olarak algılama ve bu yönde sesler duyup,ona göre davranma gibi sanrı denilen belirtilerle de seyredebiliyor.

Doğumu izleyen ilk iki hafta içinde başlayabilen bu durum erken dönemde ve yeterince tedavi edilmezse yıllarca sürebilen, tedavisi zor bir hale dönüşebiliyor.

Rahatsızlığın en üzücü tarafı, bu rahatsızlıkta hastaların yüzde 4’ünde rastlanabilen bebeği öldürme davranışıdır. Psikiyatrlar bu nedenle hastalık kişinin çevresince önemsenmeli ve dikkatli olunmalı.Tedavide anne ve bebeğin güvenliği açısından hastaneye yatırılma, emzirmenin kesilmesi ve ilaç tedavisi, tedaviye yanıtsızlık ve ölüm düşünceleri halinde elektroşok tedavisi düşünülmeli diyor.

Östrojen azalıyor

Psikiyatr Dr. Nevzat Tarhan’da doğum sonrasında kadınlarda beyin kimyasının bozulduğunu, meselenin biyolojik boyutunda annelik duygusu ile ilgili hormonların daha yoğun salgılandığını, östrojenin azalıp, luteinizan hormonların arttığını belirtiyor. Gebelik sonrasında ise östrojen hormonu salgılanıyor ve normale dönmek için 6 haftalık bir karmaşa yaşanıyor. Bu aşamada beyindeki serotonin miktarı azalıp, anne depresyona yaktın hale geliyor. Annede ayrıca, depresyon özgeçmişi, manik depresiflik anlamında genetik yüklülük varsa bu durumda doğum sonrası depresyonu tetikleniyor. Tarhan doğum sonrasında, en sağlıklı annede bile annelik hüznünün oluştuğunu belirtiyor ve Kadın bu dönemde kendini yalnız hisseder, sığınacak liman arar. İşte o zaman eşe büyük görev düşüyor. Kadına yalnız olduğunu hissettirmemek gerekiyor. Özellikle aile büyükleri ve eşin ilk altı ay annenin yanında olması lazım çünkü depresyon bazen psikoza dönüşüyor diyor.

İlker Günyeli

İlker Günyeli

About Author

03/ 07/1973 ANKARA DOĞUMLUYUM. İLKOKULU ANKARA İLTEKİN İLKOKULU; ORTAOKULU CEBECİ ORTAOKULU VE LİSEYİ ANKARA LİSESİNDE OKUDUM. 1991 YILINDA GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNİ KAZANDIM VE 1997 YILINDA OKUL 7.Sİ OLARAK MEZUN OLDUM. 1998’DE DR. ZEKAİ TAHİR BURAK KADIN SAĞLIĞI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNDE UZMANLIK EĞİTİMİME BAŞLADIM. 2002 YILINDA İHTİSASIMI TAMAMLAYARAK SIRASI İLE MAMAK 13 NOLU AÇS-AP MERKEZİNDE GÖREV YAPTIM VE ASKERLİK HİZMETİMİ 2004 YILINDA GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ KADIN DOĞUM KLİNİĞİNDE “UZMAN TABİP ASTEĞMEN” OLARAK YAPTIM.

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may also like

Doğum ve Doğum Sonrası Problemler Gebelik Haberler

EVDE PLANLI DOĞUM

PLANLI EVDE DOĞUM Yazar: Prof. Dr. İlker GÜNYELİ Giriş Planlanmış evde doğum, günümüzde halen tartışmalı bir konudur. Amerikan Jinekoloji ve
Doğum Kontrol Doğum ve Doğum Sonrası Problemler Gebelik Kürtaj

DOĞUM SONRASI DÖNEM VE KONTRASEPSİYON

GEBELİĞİNİ TAMAMLAMIŞ YADA GEBELİĞİNİN SONUNA GELMİŞ BAYANLARDA, DOĞUMDAN SONRA YENİ BİR GEBELİĞİN ÖNLENMESİ ÖNEMLİ BİR SORUN VE MERAKTIR…NEYLE KORUNACAĞIZ? DÜŞÜNCESİ;