GENİTAL BÖLGEDE KAŞINTI
Genital bölgede meydana gelen kaşıntı, toplumda her 2 cinste de son derece sık rastlanan bir durumdur. Utanma, sıkılma, küçük düşme ve ayıplanma duygularına yol açar. Genital bölgede kaşıntı yaşayan birey semptomların şiddetine göre son derece sıkıntılı anlar yaşayabilir ve acil olarak doktora başvurma gereği duyabilir. Halk arasında genital kaşıntı söz konusu olduğunda ilk akla gelen vajinal mantar hastalığıdır. En sık gözlenen durum bu olup Candida Albicans adı verilen bir etken mikroorganizma tarafından meydana gelir. Ciltte tıpkı bebek pişikleri gibi (bunlarda da etken aynıdır) kırmızı, kızarmış bir cilt, cilt derisinde kurulma , dökülme ve kaşıntı semptomları mevcuttur. Eşler arasında cinsel yolla bulaşabilir. Eğer eşlik eden süt kesiği şeklinde parçalı bir beyaz akıntı varsa tanı daha da kuvvetlenir. Gerçek tanısı vajinal bölgeden alınan sürüntü örneğinden yapılan taze yayma preparatın mikroskopta incelenmesi ve mantara ait hiflerin görülmesi ile konulur. Kadın doğum uzmanı tarafından verilen (mümkünse eşine de) ağızdan kullanılan bir kapsül, vajinal kullanılan bir fitil ve dış dudaklardaki eritem ve kaşıntı semptomunu gidermek amacıyla steroid ve antifungal içeren kremlerle tedavi mümkündür. Eş tedavisi hastalığın sık tekrarını önlemek adına faydalıdır. Kadının çeşitli nedenlerle kullandığı antibiyotikler, soğuk algınlığı, şeker hastalığı, cinsel ilişki ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar vajinal flora ve asit dengesini bozabildiğinden enfeksiyona yatkınlık oluşturmaktadır.
Vulvada yani dış dudaklarda kaşıntı; her zaman mantar hastalığı gibi iyi nedenlerle olmayabilir. Cinsel yolla bulaşan tüm hastalıklar (Bel soğukluğu, Klamidya, Frengi, Trikomonas, Gardnerella, Yumuşak şankır, siğiller (kondiloma aküminata) gibi) da eşlik eden semptom kaşıntı olabilir. Cinsel yolla bulaşan bir hastalık tespit edilmişse aynı yolu kullanan diğer ajanların da araştırılması, hastanın cinsel partnerinin de ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Dış dudak( Vulva) kanserlerinin tamamında kaşıntı, ilk ve erken bulgudur. Yapılan araştırmalarda bu bulgunun ihmal edilmesi nedeniyle kanser tanısının yaklaşık 1 yıl gecikmeyle konabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle 60 yaş ve üzeri bayanlarda uzun sureli kaşıntılarda (özellikle klasik tedavilere yanıt vermeyen) bu durumun ihmal edilmemesi gereklidir. Bunların haricinde Liken sklerozis, Atopik dermatit, Cilt kuruluğu, Menopoz ve buna bağlı östrojen eksiklikleri, ilaç ya da kozmetik, kondom allerjileri, sentetik iç çamaşırları, sedef hastalığı, “kutanöz T hücreli lenfoma” denen bir lenf kanseri, bazı sistemik hastalıkların cilt belirtileri; örneğin: Kronik böbrek yetmezliğinde böbrek yoluyla atılamayan metabolitlerin birkimi ve cilt etkileri, karaciğer hastalıkları, kalıtsal lokalize kaşıntı hastalığı (notaljiya parestetika) gibi sinir sistemi hastalıkları, şeker hastalığının sinir sistemi duyu liflerindeki hasarları, multiple sklerozis hastalığı, psikiyatrik ve psikolojik kökenli kaşıntı hastalıkları, kontakt dermatit, kasık biti, karaciğer kolestazı, kan hücrelerinin fazlalığı (polisitemia vera), postherpetik nöralji gibi birçok hastalıkta genital kaşıntı ilk semptom olabilir. Klasik tedavilere yanıt vermeyen, genital bölgede sigil, iltihap, kist gibi ilave durumlarda mutlaka öncelikli olarak bir jinekoloğa gidilmesi gereklidir.
Prof. Dr. İlker GÜNYELİ
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D Öğretim Üyesi